Zabıt Kâtipliği, son 10 yıldır popülerliği her geçen yıl, bir önceki yıla nazaran biraz daha fazla artmaya başlayan bir meslek. Kimine göre devlet kapısında memuriyeti kazanmak. Kimine göre garanti iş sahibi olabilmenin en kısa yolu. Kimine göre ise özel sektörün hareketliliğinden ve karmaşasından kurtulup daha sakin ve görev tanımı belli olan bir iş sahibi olabilmenin yolu olarak nitelendirilir.
F Klavye Öğretmeni olarak mesleğe başladığım 2004 yılında 90 kelime kuralı aynı şekilde geçerliydi. Tabi ki o zamanlar bu sınavı kazanmak çok daha kolaydı. Muzaffer Okutan hocamızın Milli Eğitim Yayınları tarafından basılmış olan “Daktilografi” isimli kitabından bir metin seçilir ve adaylardan 90 net kelime yazılması istenirdi. Tabi bilgisayarlar yeni yeni geliştiği için sınavlar kağıttan bakarak ve word ekranına aktarılarak yapılıyordu. Kronometre ile 3 dk süreler tutuluyordu. Süre sonunda ise herkesin ekranından çıktı alınıyor ve adaylara imzalatılıyordu. Sonra komisyon tarafından tek tek karşılaştırılarak kağıtlar okunuyordu. Aslında o zamanlar sınav sistemi çok daha basitti. Hazırlananlar bilir; metinler “Daktilografi” kitabından çıkacağı için bir bilinmezlik söz konusu değildi. Kitabın içinden rastgele bir metin seçildiği için adaylar günlerce hatta tüm sene boyunca o metinleri çalışarak hazırlanabiliyordu. Hatta bu sınavı kazanamayanlar biliyordu ki, bir sonraki sınavda da bu metinlerin içinden bir metin çıkacaktı. Ayrıca bu kitapta yer alan metinler çoğunlukta kısa kısa kelimelerden ve bolca ikileme ve bağlaçlardan oluştuğu için 90 kelimeyi birçok klavye kullanıcısı çok fazla zorlanmadan yazabiliyordu. 15 günde on parmak klavye kullanımını öğrettiğimiz ve 91 ve 92 kelimelerle çok kısa sürelerde sınavı kazanarak zabıt kâtibi olan öğrencilerimiz de oldu. Aynı şekilde net 200 – 250 kelime aralığında yazarak rekorlarla, sınava girdikleri komisyonlarda birinci olan öğrencilerimiz de oldu. Çok önemli bir detay daha; her geçen sene daha fazla başvuru ile bu sınavlara katılım sayısının artmakta olduğudur. Mesela; 10-15 sene öncesinde bir komisyona 100 kişi alınacak ise, başvuru sayıları 300-400 civarı olurdu. Yani başvuru yapan 3 kişiden, 1’i mutlaka yerleşirdi. Ayrıca uygulama sınavına girebilmek için 20 katı barajı, sözlü mülakata girebilmek için de 3 katı barajı diye bir şey de yoktu.
2010 yılından itibaren internetin de günlük hayatımızdaki yerinin artmasıyla birlikte zabıt kâtipliği daha fazla tanınan bir meslek haline geldi. En büyük sebeplerinden birisi de sosyal medya ve internet kullanımının artmış olmasıdır. Sosyal paylaşım siteleri ve forum sitelerinin yaygınlaşması ile birlikte insanlar birbirlerinden daha fazla haberdar olmaya ve bilgi aktarmaya başladılar. Yakın arkadaşlar, akrabalar, adliyelerde çalışan tanıdıklar vasıtasıyla insanlar birbirlerine bu mesleği tavsiye etmeye başladılar. En büyük sebeplerinden birisi de; KPSS sınav sonucu çok yüksek olmayıp merkezi atamalarda çok fazla şansı olmayan adayların bu sınavda kendilerine bir şans bulmalarından kaynaklanmaktadır. Eğer KPSS Genel Yetenek ve Genel Kültür sınavından 70 puan barajını geçebilirseniz. Uygulama sınavına giriş yapabilme hakkı elde edebilirsiniz. Tabi buradaki önemli detaylardan birisi de alım yapılacak komisyona ait kontenjan sayısının 20 katı kuralı. 70 puan barajını geçmek bazen yeterli olmayabiliyor. Mesela; başvuru yapacağınız komisyon 100 kişi alacak ise uygulamalı klavye sınavına 100 x 20 = 2000 kişi girmeye hak kazanıyor. Bu yüzden KPSS sınavından 75-80 aralığında bir puan almak sizi ciddi anlamda avantajlı konuma getirecektir.
Peki KPSS’den barajı geçtik, sınava da başvuru yaptık ve 20 katı puan barajını da geçtik yeterli olacak mı? Bundan sonrasında iş tamamen parmaklarınıza ve klavye yazı yazma hızınıza kalıyor. 3 dakikada en az 90 net kelime yazabilmelisiniz. 90 net diyoruz ama KPSS sınavında olduğu gibi en alt baraj 90 kelime. Mülakata kalabilmeniz için en az 120 net kelimeleri görebilmeniz gerekiyor. Çünkü uygulama sınavına giren ve başarılı olan kişilerin de tamamı mülakata çağırılmıyor. Eğer 100 kişi işe alınacaksa 3 katı kuralı uygulanıyor. 100 x 3 = 300 kişi mülakata davet ediliyor. Bu 300 kişi de net kelime sayısı yukarıdan aşağıya doğru en iyi olan 300 kişi oluyor.
Son olarak da; mülakatta yazmış olduğunuz kelime sayısına göre de sorularla muhatap oluyorsunuz. Komisyon tarafından, Osmanlı-Türk tarihi, Atatürk İlke ve İnkîlapları, yakın tarih, genel kültür ve günümüzden güncel önemli olaylarla ilgili sorular sorulmaktadır. Uygulama sınavında yazmış olduğunuz kelime sayısı ve mezun olduğunuz okulun da size çok büyük artı oluşturduğunu da söyleyelim. Örneğin; 200 net kelime yazmış olan bir kişi komisyon tarafından öncelikli tercih edilen adaylardan birisi olabiliyor. Çünkü yazmış olduğunuz net kelime sayısı dikkatlerini çekmektedir. Çünkü siz onların gözünde bir nevi hazır personel statüsünde oluyorsunuz. Diğer bir avantaj da tabiki Adalet MYO ve Adalet Meslek Liselerinden mezun olmanız. Hem on parmak klavye kullanımı, hem de donanımlı birer adalet personeli olmak büyük avantaj sağlamaktadır.
Sonuç; her geçen yıl zabıt kâtibi olabilmek biraz daha fazla zorlaşıyor. Başvuru sayısı artıyor, fakat alım sayısı azalıyor. Başvuru sayısı arttıkça da metinler her sınav öncesi değişiyor ve zorlaştırılıyor. Bazı komisyonlar mülakata girecek kişi sayısını azaltmak için, uygulamalı klavye sınavında metinleri imlâlı yazdırıyor. Bazı komisyonlar da eskiden olduğu gibi kağıttan bakarak word ekranında sınav yapmaya devam ediyor. Bu kadar çok detaya ve zorluğa rağmen yılmadan ve disiplinli çalışanlar başarılı oluyor. İlk girdiği sene sınavı kazananlar da oluyor, 5. veya 6. girişinde kazananlar da oluyor.
Klavye Kafası ekibi olarak geçmişten günümüze hem bir nebze olsun nostalji yapmaya, hem de zabıt kâtipliği adaylığının henüz başında olanlara durumu özetlemeye çalıştık. Bu zor süreçte sormak ve danışmak istediğiniz konular olursa biz sizlere her zaman yardımcı olmaya çalışacağız. Unutmayın, başarılı olabilmenin yolu bol bol çalışmak ama planlı ve programlı çalışmaktan geçiyor.